Kim kime gol atıyor...
06.02.2006
Futbol öyle bir kanımıza işlediki bugün her türlü benzetme ve yakıştırmaları bu güzel spor dalı üzerinden yapıyoruz. Gün geliyor yapılanlar "ofsayt" duruma düşürülüyor, gün geliyor tüm çalışmalarda top taca atılıyor. Ya da birilerine doğru zamanda, doğru lafı öylesine güzel yere koyuyorki insanın kalkıp "Goool" diye bağırası geliyor. Bazen bu gollerde sayılmıyor, "nizami değildi" deniyor. Yada maç erken tatil ediliyor. Gün oluyor birileri sarı, sonra da kırmızı kart gösteriyor. Futbol işte..Kanımıza işlemişya, konuşup duruyoruz...
Dün müthiş bir gündü. Hem Muratpaşa'nın, hem de Kepez'in meclisleri aynı güne denk gelince iki ayrı flaş gündem birbirini yedi neredeyse. İkiside birbirini aratmadı ama ben daha fazla tansiyonun yükseleceğini umarak Kepez'i seçtim. İyiki seçmişim. Neler olmadıki...Meclisin en renkli ismi Bağısız üye İsmail Erten ortalığı kasıp kavurdu. Mal varlığından girdi, Dokuma'dan çıktı, Erdoğan'ın sözlerinden girdi, Zabıta Müdürü'nün adam dövmesinden çıktı. Susturulmak istendikçe konuştu. Konuştukça bağırdı, haykırdı. Hareketlerinin tamamını tasvip etmek elbette mümkün değil. Ama boş da konuşmuyor. "Konuşalım" dedikçe susturulmak isteniyor ve o da bunu hazmedemiyor. Ama sazı eline aldı mı bırakmak bilmiyor. Erten aslında meclis maçına iyi hazırlanmış olarak geldi. Önergeleriyle oyunu ısıttı, çoğu zaman topu sektirip, CHP sözcüsü Azime Coşkun'a pas olarak aktardı. Coşkun'da rövaşatayla paslarla değerlendirdi. Ama Erten, sık sık kaleyi kendi yokladı. Hasan Şaş gibi çok fazla çalım yaptı ama sonuçta kaleyi hep cepheden gördü. Rakip takımın savunması yerindeydi. Divandaki Ali Turhan, cüssesiyle kaleye tam geliyordu ama hiç kıpırdamadı. Hasan Demir'de öyle. Ama defans adamı Şevki Mavi, öylesine bir çıkış yaptıki dokuz küsurlu hareketten biri sayılabilirdi.
Başkan, yani maçın hakemi Erdal Öner maçı iptal etme uyarısını yapsada kimse oralı olmadı. Kartını evde unutmuş olacak, kimseye sarı veya kırmızı kart göstermedi. Ama Erten'i susturmanın yolu olarak meclise ara vermeyi seçti. Yinede tartışma bitmedi, Erten meclise karşı yüklenmesine devam etti. Zabıta Müdürü'ne yaptığı sert çıkışına Öner'in umursamaması yadırgandı. En azından "değerlendireceğim" dese tansiyon düşecekti. Ama Erten'in "Seçildiği belediye ile kimse iş yapmasın, yapanlar şerefsizdir" şeklinde yemin edip bunu meclise dikte ettirmeye çalışması gollerin en güzeliydi. Doksana takıldı adeta. Üzerine kimse alınmadı ama bıyık altından gülenler, "Ben belediye işi yapıyorum, yapmaya da devam edeceğim" der gibiydi.
Muratpaşa Meclisi'nde durum biraz daha farklıymış. Normal meclis konuşmalarının dışında AKP'li İdris Sezer, havalı bir tüfek getirerek atış poligonu istediğini ve sporcuların yetişmesi gaerektiğini söylemiş. Meclis üyeleri silahı görünce biraz ürkmüş, hatta İdris Sezer'e "Şeytan doldurur, öteye çevir" falan demişler ama emekli komutan olan Sezer, "korkmayın ben ustayım" demiş. Yani Sezer, son dakika gölü diye arkadaşlarını telef edecekmiş neredeyse. Hadi o neyse de ya Cihat Bulut ile Can Kasapoğlu'nun farklı bir son dakika golü çalışması "ofsayt" sayıldı. Çünkü "Tabelalarımızı aldınız vermiyorsunuz" şeklindeki çıkışa, "hayır, almadım" cümlesiyle tatmin edemeyen Evcilmen ilginç bir girişim yaptı. Bulut ve Kasapoğlu'nu makam arabasına davet eden Evcilmen, Laura'nın önüne giderek yerinde duran tabelayı göstermiş. İşte o an gol iptal edilmiş.
Ya bir gün önceki Serikspor-Muratpaşaspor maçına ne demeli. Ortalık kan revan. Silahlar bile konuşuyor. CHP'li Meclis Üyesi ve aynı zamanda Muratpaşaspor yöneticisi Birol Kaya, dayak yediklerini anlatmak için basın toplantısı düzenliyor. Basına Serikspor'u kötüleyip yerden yere vuruyor. Ama aynı saatlerde Serikspor'un yöneticisi Namık Kemal Kılınç çıkıyor ve medyaya bir faks gönderiyor. Gönderdiği faksta tüm yaşananlar adına kamuoyundan özür dileyip, silah çeken futbolcuyu cezalandıracaklarını söylemesi ve açıklamasında Muratpaşaspor'dan "kardeş" diye bahsetmesi gol olarak değerlendirildi. Serikspor, Muratpaşaspor'a nizami gol atmış oldu.
İşte maçlar böyle. Ben böyle değerlendirdim, gerisi size kalmış...