ATA'NIN CAN DÜNDRA MEKTUBU
Utandım çocuk
Beni anlatan bir film yapmışsın .
Kızgınım, utanç içindeyim.
Sana değildir kızgınlığım. Filmdeki Mustafa'dan da utanmış değilim.
Başaramamışım, bundandır utancım.
Komutam altında, bu vatan için kanını akıtan Türk askerlerinden utandım.
"Özgürlük" demiştim, benim karakterimdir. .
"Bilim" demiştim, tek yol göstericidir.
Sen, "Karanlıktan korkardı" demişsin benim için.
Korkardım evet. Bu ulusu boğmak isteyen karanlıklardan çok korktum.
Ama insaf be çocuk, korkup da kaçmadım ya.
Söküp atmadım mı o karanlığı bu ülkenin üzerinden?
Diktatör demişsin bir de. Hiç okumadın mı çocuk?
Nerde benim nesilleri emanet ettiğim öğretmenler?
Anlatmadılar mı sana?
Başkomutan olarak cepheden cepheye koşarken ve bütün kararları tek başıma alabilecekken neden bir meclis kurdum ben çocuk? Böyle diktatör olur mu?
Ah be çocuğum.
Neden, nasıl düşman ettiler seni bana?
Baktım aşktan, sevgiden, aileden bahseden güzel şeyler yazmışsın bugüne kadar.
Belli ki,çalışkansın, zekisin. Kara cüppeleri ile milletin ümüğüne çökmüş olan yobazları çok iyi anlarım da çocuk, seni anlayamıyorum.
Onlar zaten hiç sevmedi beni. Yüzyıllardır süren iktidarlarını çekip almıştım ellerinden.
Sevmeyecekler beni elbette..
Peki sen çocuk, sen neden kol kola girdin bu kara kalplilerle?
Dedim ya, sana değil kızgınlığım.
Başaramamışım.
Anlatamamışım demek ki özgürlüğün kıymetini, bağımsız bir ulusun, onurlu özgür bireyi olmanın ne büyük bir nimet olduğunu.
Yazık olmuş, onca vatan evladının kanına, onca ananın göz yaşına. Veremem ki şimdi hesabı, ne o gencecik bedenlere, ne de gözü yaşlı analara.
"Bu muydu uğruna bizi ölüme gönderdiğin vatan?" derlerse,
"Bu nesiller miydi,ölen evlatlarımızın kanıyla kurduğun ülkeyi emanet ettiğin?"
diye sorarlarsa ne derim ben onlara be çocuk?
Olmadı be çocuk...
Olmadı.
----------------------------------------------------------------------------------
Tarihler 1979 yılının aralık ayını gösteriyordu. UNESCO yani Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu kendisine üye olan 152 ülkeye 1981 yılının yani Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun 100. yılının kutlanmasını önerir bu öneriye İsveç’in genç delegesi karşı çıkar. “Dünyada bu kadar devlet adamı var, hepsinin doğum yıldönümünü bu şekilde kutlayacak mıyız?” diye sorar. Rus delegesi ayağa kalkar ve aynen şöyle söyler: “Genç delege arkadaşım hatırlatmak isterim ki Atatürk öyle dünyadaki herhangi bir lider değildir. Bırakın onu bir yıl anmayı her ülke her problemlerimizde çare olarak aramalıyız.” Daha sonra bu öneri oylanmaya sunulur ve kabul edilir. Bir sonraki toplantıda UNESCO tarihinde ilk defa 152 ülkenin oybirliği ile “Atatürk Kimdir?” belgeseli imzalanır. Bu arada İsveç delegesi imzaların atılması sırasında mikrofonu eline alır ve: “Ben Atatürk’ü inceledim ve bir önceki toplantıda söylediklerim için bütün ülkelerden özür diliyor ilk imzayı da ben atıyorum” der. İşte 152 ülkenin imzasını taşıyan Atatürk Kimdir? sorusunun cevabı..
-Uluslar arası anlayış ve barış yolunda çaba harcamış üstün bir kişi
-Olağanüstü bir devrimci
-Emperyalizme karşı savaşan ilk önder
-İnsan haklarına saygılı dünya barışının öncüsü
-İnsanlar arasında hiçbir renk din ırk ayrımı gözetmeyen eşsiz devlet adamı
-Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olarak evrensel nitelikleri değerleri tespit ve tescil edilen kişi ve kişiliktir.
Tüm dünyanın saygı duyduğu bu muhteşem lideri sevmeyebilirsiniz..
Onun fikirlerini benimsemeyebilirsiniz..
Ama ona asla dil uzatamazsınız !!!
Uzatırsanız ya KANINIZ ya da SÜTÜNÜZ bozuk demektir…